Nasrettin Hoca’nın Değeri

Nasrettin Hoca’nın Değeri
Nasrettin Hoca’nın Değeri
Bir gün Nasrettin Hoca, pazardan bir kese buğday almış. Eve dönerken yolda arkadaşıyla karşılaşmış. Arkadaşı, “Hoca, neden bu kadar büyük bir kese buğday alıyorsun? Bütün o buğdayı nasıl yersin?” diye sormuş.
Hoca gülerek cevap vermiş: “Arkadaşım, buğdaylarımı yemek için almıyorum. Onları saygı ve değer sembolü olarak kullanacağım.”
Arkadaşı şaşırmış ve merakla sormuş: “Ama Hoca, nasıl olur da bir kese buğday saygı ve değer sembolü olabilir?”
Nasrettin Hoca gülümsemiş ve anlatmaya başlamış: “Bak arkadaşım, sen benim hocalığımı biliyorsun. İnsanlar bana sık sık sorular sorarlar ve ben de onlara akıllıca cevaplar veririm. Ancak cevaplarımı değerli hale getirmek için bir şartım vardır. Her soru için bana bir avuç buğday verirlerse, en iyi cevabı alırlar.”
Arkadaşı şaşkınlıkla sormuş: “Gerçekten mi? İnsanlar sana bu kadar buğday veriyor mu?”
Hoca gülmüş ve şöyle demiş: “Hayır, arkadaşım. İnsanlar bana buğday vermek yerine, bilgeliklerim için para öderler. Ancak, değerimi göstermek adına buğdayı sembolik olarak yanımda taşırım. Böylece insanlar, cevaplarımın gerçekten değerli olduğunu anlarlar.”
Arkadaşı gülerek başını sallamış ve “Hoca, senin zekan ve mizah anlayışın gerçekten eşsiz” demiş.
Nasrettin Hoca gülümseyerek, “Teşekkür ederim dostum. Buğdaylarımın değeri bir keseyle sınırlı olsa da, benim değerimi tarif etmek için yeterli” diye yanıtlamış.
Ve böylece Nasrettin Hoca, bir kese buğdayla değerli bilgeliğini simgelemeye devam etmiş.